Türkiye’de düzenlenen bir etkinliğe, kendini Seyd Ali Sultan Dergahı’nın yaşlısı olarak tanıtan Ahmet Paşa, Ali Koç ve Necmettin Kahya -SECEK katıldı.
Bu durum, Trakya Bektaşi-Alevi Derneği ve Rusa Tekesi’nin gerçek temsilcisi olarak kabul edilen Hüseyin Karahuseyin’in açık tepkisine neden oldu.
Karahuseyin, Türk dostlarını “mafya yöntemleri” kullanmakla suçlayarak, Türk konsolosluğunun Trakya’nın dini ve kültürel yapılarını siyasi ve kişisel çıkarları için manipüle etmeye çalıştığını iddia ediyor.
Karahusein’in tutumu şikayetlerle sınırlı kalmıyor: Roussa Tekesi’nde yaptığı kamuoyu açıklamaları ve törenler aracılığıyla, gerçek liderliğin dinamiklerini ortaya koymayı ve topluluğun dini ve kültürel kimliğinin korunmasını merkezi bir mesele haline getirmeyi başarmıştır.
Karahuseyin, Türk dostu kişilerin “tarihsel veya dini meşruiyeti olmayan roller üstlendiklerini” iddia ederek, kişisel ve siyasi çıkarları için dervişlik uygulamalarını taklit eden törenler düzenlediklerini belirtmektedir. Karahuseyin’in otantiklik iddiası, geleneklere ve yerel tanınırlığa dayanmaktadır; bu unsurları, Bektaşilerin kültürel ve dini kimliğinin korunması için kritik öneme sahip olarak görmektedir.
